Karıncalar, etrafta gezinirlerken arkalarında feromon izlerini bırakırlar. Kolonideki diğer karıncaların bu izleri takip ederek yuvalarını, yiyecek kaynaklarını bulmaları sağlanır. Aynı zamanda tehlikeli bölgelerin nereleri olduğunu tespit ederler.

Karıncaların yön bulma sisteminin temelini teşkil eden bu iz sürme olayı, feromon güçlendikçe daha da etkili olur. Daha çok karınca aynı yolu takip ettikçe, bu bölgedeki koku oranı hızla artarak, daha fazla karınca o bölgeye çekilir. Bu muhteşem yetenek bazı durumlarda daha kötü olayları ortaya çıkarır. Buna ölüm çemberi denir.
Kolonideki tek bir karıncaya bile ölümüne güvenen diğer karıncalar, yönünü kaybeden bir karıncanın feromon izlerini takip etmeye başlar. Yönünü kaybettiğinden habersiz bir şekilde...
Daha sonra zamanla diğer karıncaların da eklenmesiyle bir sarmal halinde kendi etraflarında dönmeye başlarlar.
Bu sarmal öyle bir hal alır ki, yoğun feromon nedeniyle saatlerce hiçbir karınca çemberi kırmaz ve hızla dönüp durmaya başlarlar. Saatlerce bu çember etrafında dönen karıncalar, yorgunluktan teker teker ölmeye başlarlar. Zaman zaman binlercesinin bir araya getirerek oluşturduğu bu karınca çemberindeki karıncalar, tüm koloni ölene kadar önündeki karıncayı takip eder ve ölüm çemberinden kurtulamaz. Sonuçta ise, geriye büyük bir ölü karınca yığını kalır.

Bir insanın peşinden sorgulamadan, akıl yürütmeden giden insanların yaşadığı durum da benzerdir. İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'in Alman halkına yaşattığı durum, karıncaların feromon etkisine çok benzerdir.
Karınca kadar çalışkan ancak, olaylara mantıklı ve akıllı yaklaşmamız gerektiğini ortaya koyan bir yaklaşım içinde olmamız gerektiğini unutmayalım.
コメント