En Dürüst Beynimiz Limbik Sistem ve Tepkileri
- önder mumcuoğlu

- 23 Oca 2022
- 4 dakikada okunur
Sözel olmayan iletişimde asıl hareketin olduğu yer limbik sistemdir. Bunun nedeni limbik sistemin, etrafımızdaki dünyaya reflekssel ve anında, gerçek zamanlı ve düşünmeksizin tepki veren kısım olmasıdır. Limbik sistem dış çevreden gelen bilgilere en gerçek karşılığı vermektedir.
Hayatımızı sürdürebilmemiz, limbik sistemin sorumluluğunda olduğundan, mola vermek diye bir şey yoktur. Limbik sistem her zaman açıktır. Beynimizin bu kısmı aynı zamanda duygusal merkezimizdir.
Limbik sistem dürüst beyindir. Hayatımızı sürdürmemize yönelik limbik tepkilerimiz yalnızca bebeklik yıllarımıza değil, aynı zamanda insanoğlu olarak ilk atalarımıza dek uzanır. Bu tepkiler sinir sistemimize bağlı olduğundan gizlenmeleri ya da ber taraf edilmeleri çok zordur. Bunu irkilme tepkimizi bastırmaya benzetebiliriz. Çok gürültülü ses duyacağımızın bilincinde olduğumuz bir anda bile, irkilmemizi engellememiz kolay değildir. Limbik davranışların dürüst ve güvenilir tepkiler olduğu açık bir şekilde ortadadır. Bu davranışlar düşünce duygu ve niyetlerimizin gerçek birer göstergesidir.
Neokorteks ise beynimizin en dürüst olmayan bölümüdür. Burası bizim yalancı beynimizdir. Karmaşık düşünce yeteneği sayesinde neokorteks beynin 3 ana kısmı içinde en az güvenilir olanıdır. Aldatma yetisine sahiptir ve çoğu zaman bunu yapar.
Yaşamımızı sürdürebilmemiz için beynimizin sıkıntı yada tehlikelere verdiği tepkiler 3 noktada toplanır.
DONMAK – KAÇMAK – SAVAŞMAK
Limbik sistemleri kendilerini tehlikelerden koruyan diğer hayvan türleri gibi, benzer tepkileri veren ve koruma amaçlı bu davranışları, sinir sisteminin bir uzantısı olan insanoğlu da türünü devam ettirmeyi başarmıştır. Tepkilerimizin yalnızca ‘savaş ya da kaç’ seçeneklerini içerseydi yaşamımızın büyük bir bölümünü yaralı, sakat ve bitap bir halde geçirirdik.
DONMAK TEPKİSİ

Günümüzden milyonlarca yıl önce, Afrika savanlarının kat etmeye başlayan ilk hominidler (insan şempanze ayrımı) kendilerini yok edebilecek güçte çok fazla tehlikeli yaratıkla karşılaşmak durumunda kalmıştır. İlk insansıların hayatta kalması, hayvan köklerimizden evrilmiş olan limbik beynin, bu ölümcül yaratıkların güçlü konumuna karşılık çeşitli stratejiler geliştirmesiyle mümkün olmuştur. Bu strateji, ya da limbik istemin ilk savunma noktası diyelim. Ölümcül yaratık veya tehlikeli bir durum söz konusu olduğunda donma tepkisinin devreye sokulmasıdır. Hareket, dikkat çeker. Herhangi bir tehlikeli durumun varlığı sezildiği anda beden hareketini durduran limbik sistem, hayatta kalmamız açısından mümkün olan en etkili tepkiyi vermemizi sağlar. Hayvanları büyük çoğunluğu, özellikle de ölümcül tehlike arz edenler, harekete tepki verir ve hatta hareketli olan hedeflere çekilir. Bu nedenle, tehlike anında donma tepkisi hiç de anlamsız değildir. Birçok etobur hayvan, hareket halindeki hedeflerin peşinden giderek, atalarımızın asıl yok edicisi olan kedi gillerin sergilediği kovala, yık ve ısır mekanizmasını çalıştırır.
Hayvanların bir kısmı ölümcül bir rakiple karşılaştığında yalnıca hareketlerini dondurmakla kalmaz, en uç donma tepkisi vererek ölü taklidi yapar. Donup kalarak ve ölüyü oynayarak katile ancak birkaç metre mesafede olan birçok öğrenci hayatta kalmayı başarmıştır. Bu öğrenciler içgüdüsel olarak ilk insansıların davranışlarını göstermiştir. Hareketlerinizi dondurmak sizi neredeyse görünmez kılar -bu her askerin bildiği bir gerçektir.
Modern toplumumuzda ise, donma tepkisinin gündelik yaşantımızdaki çok daha ince tezahürlerini görebilirsiniz. Blöf ya da hırsızlık yaparken yakalandıklarında hatta bazen de yalan söylediklerinde insanlarda donma tepkisi gözlemlenebilir. İnsanlar milyonlarca yıl önce ilk atalarımızın yaptığını yapar. Donar kalırlar.
Donma tepkisi bazen farlara yakalanmış geyiğin durumunu tanımlar. Kendimizi potansiyel olarak tehlike ifade eden bir durumda bulduğumuzda , herhangi bir harekette bulunmadan önce donup kalırız. Sokakta yürürken birdenbire ütüyü fişte unutan bir kadın düşünün . eliyle alnına vuran bir kadın. Bu anlık durma tepkisi beynin hızlı bir değerlendirme yapması için yeterlidir.
Örneğin şiddetli bir şekilde azarlanan insanların büyük çoğunluğu hiç kıpırdamadan durur. Başlarının belaya girebileceğini hissettikleri konularda sorgulanan insanlarda da aynı davranış gözlemlenebilir. Sorgulama esnasında insanlar, sanki bir fırlatma koltuğunda oturuyormuşçasına donup kalır.
İlginç ve de üzücü bir şekilde suistimale uğrayan çocuklar da genellikle söz konusu limbik donma davranışlarında bulunmaktadır. Çaresiz çocuklar için hayatta kalmanın bir yoludur bu.
KAÇMAK TEPKİSİ

Kaçma tepkisinin amaçlarından birisi tehlikeli durumlarda yakalanmamaktır. Diğer bir amaç da tehdit altındaki kişiye durumu değerlendirme ve yapılacak en iyi hamleyi belirleme imkanını tanımasıdır. Donma tepkisi tehlikeyi bertaraf etmede yetersiz kalıyorsa, veya tercih edilecek en doğru yol değilse, limbik sistemimizin verdiği ikinci tepki kaçmaktır. Bu tercihin amacı tehlike kaynağından uzaklaşmak yada en azından aradaki mesafeyi açmaktır.
Mümkün olan durumlarda koşmak doğru çözüm olabilir. Beynimiz milyonlarca yıldır hayatta kalmaya yönelik bir mekanizma olarak tehlikeli durumlardan kaçmak için bedenimizin bu taktikle hareket etmesini sağlamıştır.
Modern dünyada kaçma tepkisini modern ihtiyaçlarımıza göre zamana uyarlıyoruz. İstenmeyen kişi ya da durumlarda fiziksel varlığını bloke etmek ya da aradaki mesafeyi açmak. ‘kaçamak hareketlerde bu yüzden blunuyoruz.’
Nasıl bir çocuk masada sevmediği bir yemeğe yüz çevirip mutfaktan uzaklaşmaya yelteniyorsa, kişi de hoşlanmadığı birisinden uzaklaşmaya ve istemediği diyalogların yaşanmasını engellemeye yönelir.
Engelleme davranışları gözleri yummak, ovmak, ya da elleriyle yüzü kapatmak şekilnde görülebilir.
Bütün bu davranışlar limbik sistem tarafından kontrol edilmekte ve kişinin bir ya da daha çok insandan veya ortamda algıladığı herhangi bir tehditten uzak kalmak istediğini işaret etmektedir.
SAVAŞMAK TEPKİSİ

Beynin hayatta kalmaya yönelik olarak saldırganlık aracılığıyla devreye soktuğu son taktiktir. Geriye kalan son seçenek savaşmaktır. Tür olarak evrilme sürecinde diğer memeliler gibi insanoğlu da saldırganlara karşı koyabilmek için korkuyu öfkeye dönüştürme stratejisi geliştirmiştir. Modern dünyada ise öfkeyle harekete geçmek pratik hatta yasalara uygun bir çözüm olmayacağından , limbik sistemimiz ilkel dışavurum olan fiziksel güç kullanımının ötesinde farklı stratejiler geliştirmiştir.
Modern saldırı şekillerinden biri tartışmadır. Ortamın iyiden iyiye ısındığı tartışmalar aslında fiziksel olmayan yollarla ‘savaşmaktan’başka bir şey değildir. Onur kırıcı ifadelerin tartışma konusuyla ilgisiz kişisel saldırıların, karşı iddaaların profesyonel mevkiye yönelik iftiraların tahriklerin ve iğneleyici sözlerin fütursuzca kullanılması günümüzde savaşmanın modern karşılığdır.
Bir ülke , başka bir ülkenin izinsiz topraklarına girdiğinde, sonuç genellikle ekonomik yaptırımlar diplomatik ilişkilerde sorunlar oluşmaktadır. Hatta bazen savaşlar olmaktadır.
İnsanlar duygusal olarak tahrik edildiklerinde genellikle etkili bir şekilde düşünemez. Bunun nedeni bilişsel yeteneklerimizin devre dışı kalmasıdır. Limbik sistem uygun durumdaki beyin kaynaklarının tamamını kullanmaya geçmesidir.
imbik sistemimizin öncelikli görevi, tür olarak devamlılığımızı sağlamaktır. Limbik sistemin bu görevini tehlike yada rahatsızlık arz eden durumları engelleyip güvenlik ve rahatlık sağlayacak şekilde programlandığı bir düzlemde gerçekleştirir.




Yorumlar