top of page

İmajinasyon Nedir ve Ne İşe Yarar ?

Güncelleme tarihi: 23 Oca 2022


İmajiasyon veya diğer bir adıyla görselleştirme, gelecekte olmasını istediğiniz bir durumu zihninizde önceden tüm ayrıntılarıyla tasarlayarak, bilinçaltınızda bir tanımlama haline getirmenize ve gerçekliğinizi oluşturmanıza olanak sağlar. Doğru imajinasyon yapabilmenin bilimsel yöntemlerini de sizlerle ilerleyen sayfalarda paylaşıyor olacağım.


Hayal kurabilme yeteneğine sahip Dünya üzerinde iki tür canlı vardır. Bunlardan biri insanlar diğer ise tırtıllardır. Tırtılların ancak %70’i hayalci genlere sahiptir. Hayalci genlere sahip olmayan tırtıllar asla kelebek olamazlar ve tırtıl olarak yaşamlarına son verirler. Hayalci genlere sahip olan tırtıllar ise bir dönüşüm sürecinden geçerek kelebeğe dönüşürler. Bu dönüşüm sürecinde hayalci genlere sahip tırtıllar, ağızlarından salgıladıkları ipeğimsi bir madde ile kendilerini krizalit adı verilen bir kozaya alırlar. Bu koza içinde kendi dönüşümlerini (metamorfoz) tamamladıklarında kelebek olarak hayatlarına devam ederler.


Hayalci genlere sahip tırtıllar gibi, ancak hayal kurabilmeyi başarabilen insanlar, hayatlarında hedefledikleri yeni versiyonu deneyimleyebilirler. Yeni tanıştığım insanlara ilk olarak isimlerini, ikinci olarak da hayallerini sorarım. Bir hayali olmayan insan, tıpkı hayalci genleri olmayan tırtıllar gibidir.


Hayalleri olan insanların birçoğu da emek harcamadan, dışarıdan sihirli bir değneğin onlara değmesini ve değişmeyi beklerler. O yüzden yıllarca sadece beklerler. Tıpkı kozaya girerek oradaki metamorfoz sürecini tamamlayan hayalci genlere sahip tırtıllar gibi, bir hayali olan insanların da bu atılım sürecini tamamlayabilmesi için bazı süreçlerden geçmesi gerekir. Bunlar İnanç, vizyon, imajinasyon ve emek harcamakla gerçekleşir.


Birçok başarılı sporcu imajinasyon yöntemini kullanır ve çarpıcı etkilerinden söz ederler. Bunlar arasında basketbolcu Michael Jordan, golfçü Tiger Woods’da vardır. Şampiyon golfçü Jack Nicklaus Golf My Way adlı kitabında şöyle yazar:


Antrenmanlarda bile, bir vuruşu önce şöyle keskin ve odaklanmış bir halde kafamda canlandırmadan yapmam. Tıpkı renkli bir film gibidir. Önce topu gitmesini istediğim yerde ‘’görürüm’’, ‘’o sevimli beyaz şey çimenlerin arasında öylece durur. Bu sahne hızla değişmeye başlar; onun yörüngesini ve hatta yere düşüşünü bile görmeye başlarım. Sonra ortalık bir an için kararır ve bir sonraki sahne bir çeşit geçiş yaparak zihnimde bir gerçekliğe dönüşür. Ancak o zaman, bu kısa ve çok özel Hollywood filminden sonra, bir sopa seçer ve topun başına geçerim.


İmajinasyon sayesinde fiziksel bir yeteneği minimum egzersizle öğrenmenin kanıtlarına çok sık rastlarız. Amerikalı ünlü oyuncu Jim Carey, 1980’lerin sonunda kendisi için bir parça kağıdın üzerine bir paragraf uzunluğunda bir olumlama yazdığını anlatır. Bu metinde doğru işler yapan doğru insanlarla tanışmak, doğru kadroların olduğu, doğru filmlerde rol almak, başarılı olup bir şeylere katkıda bulunmak ve dünyada bir fark yaratmaktan söz etmektedir.


Her gece Hollywood’un tepesindeki Mullholland Driver’a gidecek ve sırt üstü uzanıp gökyüzüne bakacaktır. Sonra bu paragrafı kendine okuyacak, bir anı oluşturacak ve bunları imgelerken her şeyi gerçekten oluyormuş gibi hissedecektir. Kendini gerçekten hayal ettiği kişi olarak hissetmeden de aşağıya kent merkezine inmeyecektir. Hatta, kendisine 10 milyon dolar değerinde bir çek bile yazmıştır, çekin üzerinde ‘’oyunculuk hizmetleri karşılığı’’ diye yazılmaktadır ve tarih ‘’Şükran günü 1995’’ olarak atılmıştır. Bu çeki yıllarca cüzdanında taşımıştır.


Sonunda, 1994 yılında, Carey üç filmde birden oynayıp yıldızlaştı. Birincisi Şubat ayında çıkan Ace Ventura: Pet Detective’ idi, onu Temmuz ayındaki Maske izledi ve üçüncüsü olan Salak ile Avanak filmi Aralık ayında gösterime girmişti. Carey bu filmlerden tam 10 milyon dolar değerinde çek aldı. O, kendisi hakkında zihninde tasarladığı şeyi tam olarak yaratmıştı.


Bu karakterlerin ortak yanı, onların dışsal çevrelerinden kopmaları, bedenlerinin ötesine geçmeleri ve zamanı da aşıp içlerinde önemli nörolojik değişimler yaratmalarıydı. Onlar kendilerini dünyaya sunduklarında, zihinlerini ve bedenlerini birlikte çalışır hale getirebilmişlerdi. Onlar önce bilinçaltlarında tasarladıkları şeyi, maddi dünyaya taşıyabilmişlerdi.


Bir Harvard araştırmasında, daha önce hayatlarında hiç piyano çalmamış olan denekler sadece zihinsel olarak beş gün boyunca her gün iki saatlik basit bir beş parmak piyano kursuna dahil edildiler. Bir parmaklarını bile kıpırdatamayan bu deneklerin beyinlerinde, aynı aktiviteyi fiziksel olarak yapan insanlardaki değişiklerin aynısı gerçekleşti. Beyinlerinin parmak hareketlerini kontrol eden bölgelerinde dramatik yoğunlaşmalar gözlemlendi, beyinleri bu deneyimin gerçekten olduğunu hayal etmişti. Onlar nörolojik devreler ve yazılımlar oluşturmuşlardı, böylece sadece düşünerek yeni beyin haritaları yaratmışlardı.


30 kişi arasında 12 haftalık bir dönem içinde yapılan bir diğer çalışmada, bazıları düzenli olarak serçe parmaklarını çalıştırdılar. Diğerleri ise aynı şeyi sadece zihinlerinde canlandırdılar. Gerçek fiziksel egzersizleri yapan grup serçe parmaklarını yüzde 53 oranında güçlendirirken, sadece zihinsel çalışma yapan grupta serçe parmaklarını yüzde 35 oranında güçlendirmişlerdi.



ree



Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

Abonelik Formu

teşekkürler

©2022, İkna Sanatı tarafından 2022 yılında kurulmuştur. Tüm hakları saklıdır.

bottom of page