Mükemmel İletişim için 10 Tüyo
- önder mumcuoğlu

- 23 Oca 2022
- 4 dakikada okunur

Sizlere birkaç soru sorarak başlamak istiyorum…
Hangimiz, siyaset, spor, dini görüşler ile ilgili hakaret içeren sözler söylediği için arkadaşlarımızı facebook ya da diğer sosyal hesaplarından çıkardık? Sanırım birçoğumuz…
Aramızda, hiç konuşmak istemediğiniz kişileri görmezden gelenler var mı? Peki kibar bir konuşmayı gerçekleştirmek için neler yapmalıyız?
Konuşmalarımızın tartışmaya dönüşme potansiyeli yüksek bir dünyada yaşıyoruz.
Siyasetçilerimiz, birbiriyle konuşamaz oldu. Hatta saçma ve gereksiz konuların bile tutku ile savaşan ve savunan tarafları ve karşıtları var. Bu maalesef normal değil.
Tarih boyunca en çok bölünmüşlüğü yaşadığımız çağdayız. Uzlaşmaktan çok uzaktayız. Bu şu anlama geliyor, birbirimizi dinlemiyoruz. Nerede yaşadığımız konusunda kararlar alıyoruz. Kiminle evleneceğimiz ve kimlerle arkadaş olacağımızı… İnançlarımız doğrultusunda kararlar veriyoruz.
Şu an teknoloji buna sebep olan unsurlardan biri. Elimizdeki cep telefonları da… Dünyada erişkin insanların üçte biri günde 20 den fazla mesaj gönderiyor. Neredeyse tamamımız, yüz yüze ve gerçek bir konuşma yapmak yerine, arkadaşlarımıza mesaj gönderiyoruz. Belki komik bir soru olarak görünebilir, ancak kendimize şunu sormalıyız. 21.yüzyılda tutarlı ve özgüvenli bir konuşmayı gerçekleştirmekten öte daha önemli bir beceri var mı?
Hepimiz, insanlarla konuşarak yaşam sürdürüyoruz. Nobel ödülünü kazananlar, kamyon şoförleri, milyarderler, anaokulu öğretmenleri, devlet başkanları, tesisatçılar.
Önümüzdeki satırlarda, iletişimimizi daha iyi hale getirecek 10 adımdan söz edeceğim. Birçoğunuz bu konuda birçok tavsiyeyi daha önce mutlaka duymuştur. Karşınızdakinin gözlerine bakmak gibi… başını sallamak ve ilgili olduğunu göstermek gibi… duyduğun şeyleri tekrarla ve özetle gibi… bunların tamamını unutun… tamamı gereksiz
Konuşma yapma becerisini artırabileceğimiz, zaman kaybetmeksizin, sıkıcı olmadan ve kimseyi incitmeden bunu nasıl yapabiliriz? İlham ve bütünlük hissi veren konuşmalar ya da gerçek bir bağ kurduğunu hissettiren konuşmalar ya da mükemmel anlaşıldığını hissettiren konuşmalar yapabilmenin adımlarına birlikte bakalım. Bu adımlardan sadece birini seçip ustaca kullanabilirsek iletişimimizin kalitesini arttırma şansımız oldukça yüksek.
1- Asla Birden Fazla İşi Aynı Anda Yapmayın
Telefonunuzu bırakmaktan bahsetmiyorum ya da tableti. Arabanızın anahtarları ya da elinizde ne varsa… bahsettiğim o anda orada olun. O anda yaşayın. Patronunuz ile yaşanan tartışmayı düşünmeyin. Akşam yemeğinde ne yiyeceğinizi düşünmeyin. Konuşmanın dışına çıkmak istiyorsanız konuşmanın dışına çıkın. Fakat yarı içeride yarı dışarıda olmayın.
2- Ahkam Kesmeyin
Görüşünü geri bildirim, tartışma, olumsuz tepki veya gelişim fırsatını oluşturmadan belirtmek istiyorsanız blog yazarı olmalısınız. Her konuşmaya bir şeyler öğrenmek amacıyla katılmalısınız. Meşhur terapist M. Scott Peck şöyle der: ”gerçek bir konuşma kendini bir kenara bırakmayı gerektirir. Bazen de şahsi görünüşünü bir kenara bırakmaktır” Bu türdeki kabulü algılama ile konuşmacı daha az incinir ve zihnin derinliğini dinleyicilerine açma konusunda daha çok ilerler.Konuşmanızda karşı tarafın öğreneceği bir şeyler olduğunu ileri sürmelisiniz. Karşılaşacağınız herkes bilmediğiniz bir şeyleri biliyordur. Herkes bir konuda uzmandır.
3- Açık Uçlu Sorular Sorun
Bu durumda gazetecilerin ipucunu alalım. Sorulara kim, nerede, ne zaman, neden ve nasıl sorularıyla başlayın. Karmaşık bir soru sorarsanız basit bir yanıt alırsınız. Size, dehşete düştünüz mü? diye sorarsam en güçlü kelimeye yanıtınız şu şekilde olacaktır. Kelimenin yanıtı dehşet yanıtı ise evet öyleydi ya da hayır öyle değildi olacaktır. Kızgın mıydınız? Evet çok kızgındım. Açıklamalarına izin verin onlar biliyorlar. Onlara şunu sormayı deneyin. Nasıl bir şeydi? Nasıl hissettirdi? Çünkü o zaman biraz durup düşünecekler ve daha çok ilgi çekici bir yanıt alacaksınız.
4- Akışına Bırakın
Düşünceler zihinde oluşacaktır. Onları zihinden dışarı çıkarmalısınız. Konuğun birkaç dakika boyunca konuştuğu röportajları düşünün. Sonra sunucu geri gelir ve sorular sorar. Soru yok yerden var olmuş ya da öncesinden yanıtlanmış bir sorudur. Bu durum şu anlama gelir. Muhtemelen sunucu 2 dakika önce dinlemeyi bırakmıştır. Çünkü çok akıllıca sorusunu düşünüyordur . Soru sormaya odaklanmıştır. Bizler de aynı şeyi yapıyoruz. Bir yerde oturmuş birileri ile konuşuyoruz. Sonra Kıvanç Tatlıtuğ ile kahve dükkanında karşılaştığımız anı hatırlarız. Sonra dinlemeyi bırakırız. Hikayeler ve fikirler aklına gelir. Gelmelerine ve gitmelerine izin vermelisiniz.
5- Bilmiyorsanız Bilmediğinizi Söyleyin
Bir konu hakkında bilginiz yoksa, bunu açık yüreklilikle karşı tarafa söyleyin. Net olmanızda fayda vardır. Bu sizden hiçbir şeyi kaybettirmez, aksine iletişimi daha kolay hale getirirsiniz.
6- Kendi Tecrübenizi Başkası ile Kıyaslamayın
Karşınızdaki kişi aile üyelerinden birini kaybetme konusunda konuşuyorsa, kendi aile üyelerinizden birini kaybettiğiniz hakkında konuşmaya başlamayın. İş yerindeki karşılaştıkları zorluk hakkında konuşuyorsa, işinizden ne kadar nefret ettiğiniz konusunda konuşmayın. Durumlar aynı değil, hiçbir zaman aynı değildir. Tüm tecrübeler bireyseldir ve daha önemlisi bu sizinle ilgili bir durum değildir. Ne kadar harika olduğunuzu ispat etmenize gerek yok ya da ne kadar acı çektiğinizi. Bir gün birileri Stephen Hawking’e IQ seviyesinin kaç olduğunu sorar.O da ”Bilmiyorum, IQ seviyesi hakkında övünenler başarısız insanlardır” demiştir. Konuşmalar reklam fırsatları değildir.
7- Kendinizi Tekrarlamayın
Bu çok küçük düşürücü ve gerçekten sıkıcı bir durumdur. Hepimiz buna meyil ederiz. Özellikle çocuklarla aramızda geçen konuşmalarda bunu yaparız. Çünkü ifade etmek istediğimiz bir husus vardır. Tekrar ifade ederiz ve tekrarlayıp dururuz. Bunu sakın yapmayın.
8- Yas Tutmaktan Uzak Durun
Dürüstçe kimse bu durumu önemsemiyor. Geçen yılları, sevgililerinizin isimlerini ve tüm bu detayları aklınıza gelen sıkıntıları kimse önemsemiyor. İnsanlar sadece sizi önemsiyor. Neleri beğendiğinizi önemsiyorlar. Ortak noktalarınızı. Bu nedenle detayları bir kenara bırakın ve onları unutun.
9- Dinleyin
Bu sonuncu kural değil ama en önemli kural sayılır. Dinleyin…Önemli insanların kaçı bunu söyledi bilemiyorum. Dinleme becerisini geliştirmek en önemli beceridir.
Buddha der ki: ‘Ağzın açıksa sen öğrenmiyorsundur’ Hiçbir adam işten çıkışınızı dinlememiştir. Neden birbirimizi dinlemiyoruz. Birincisi konuşmayı tercih ediyoruz. Konuştuğumuz zaman biz kontrol ederiz. İlginç olmayan hiç bir şeyi dinlemek zorunda değiliz. İlgi ve dikkatin merkeziyiz. Kendi kimliğimizi destekleyebiliriz. Başka bir neden daha var dikkatimiz dağılıyor.
”Ağzın açıksa sen öğrenmiyorsundur”
Ortalama bir kişi dakikada 225 kelime konuşur. Ancak dakikada 500 kelimeye kadar dinleyebiliriz. Yani beynimiz kalan 275 kelime ile doluyor. Birine gerçekten dikkatimizi vermek çok çaba ve enerji gerektiriyor. Ancak yapamıyorsak konuşmanın içinde olamayız. O zaman sadece ilgili cümleler ile aynı yerde birbirine bağıran 2 kişi oluruz. Birbirimizi dinlememiz lazım.
Stephen Covey çok güzel söylemiş. ‘Birçoğumuz anlamak amacıyla değil, ancak yanıtlamak için dinliyoruz’
10- Öz Konuşun
İyi konuşma kısa etek gibidir. Dikkati çekecek kadar kısa, ana konuyu kapatacak kadar uzun.
Umarım beğenmişsinizdir.




Yorumlar